Yaklaşık 300 sene önce toprak kayması nedeniyle Hondurak Deresi'nin önünün tıkanması sonucu oluşan Sülüklü Göl, Adapazarı’na yaklaşık 1, İstanbul’a 3–3,5, Ankara'ya 4-4,5 saat mesafede, Keremali dağlarının bağrında 1100 metre yükseklikte çevre dostları tarafından keşfedilmeyi bekleyen tabiat harikası bir beldedir. 1968 yılında “Tabiatı Koruma Alanı" olarak ilan edilen bölge Sakarya’nın Akyazı ilçesine bağlı Dokurcun beldesi sınırları içinde bulunmaktadır.
Eğer mevsimlerden yazsa ve suları da çekilmişse gölün içinde birer kazık gibi duran ve sayıları 180’i bulan meşe ve köknar ağaçlarının gövdeleri başka hiçbir yerde görülemeyecek kadar ilginç bir manzara oluşturur, ziyaretçilerine.
Ve elbette sadece yaz aylarında değil, sonbaharda ve baharda da mevsimine göre muhteşem bir renklilik içinde görenleri kendisine hayran bırakır. Her mevsim olağanüstü manzarasıyla büyülü bir yerdir Sülüklü Göl…
Adını her ne kadar içindeki sülüklerden almış olsa da 1976 yılında üretim amacıyla göle bırakılan alabalıklar tarafından bu sülüklerin temizlenmiş olmasından dolayı artık gölde pek fazla sülük bulunmamaktadır.
Büyük kentlerin gürültüsünden ve koşuşturmacasından kendisini kurtarmak isteyenler için bulunmaz bir alternatiftir. Günü birlik yapılacak bir ziyaret insanı fiziksel olarak biraz yorsa da ruhen mükemmel bir dinlenme parkurudur.
Sülüklü Göl’e doğru giden yokuş yukarı toprak yolda yürüyerek ilerliyorsanız eğer çevrenizi seyrede dalarak gözlerinize mükellef bir ziyafet çekmeniz işten bile değildir.
809,5 hektar bir alanı kaplayan Sülüklü Göl sulak saha ve orman ekosistemleri bakımından ve dahi bu sistemde yaygın bitki ve hayvan türü çeşitliliği ile de eşsiz bir tabiat parçasıdır aynı zamanda.
Nereden gelinirse gelinsin Sülüklü Göl’e kolayca ulaşabilmek için mutlaka Sakarya ilinin Akyazı ilçesine gelmek zorunluluğu vardır. Sonrasında Mudurnu'ya doğru yola devam ederek, Dokurcun beldesine gelince Sülüklü Göl tabelası görülür. Bu tabeladan sapıp 10 km .lik bir rampa şose bir yolla Göle ulaşılır.
Bu parkur, yürüyüş parkuru olarak da çok güzel bir alternatif sunar ziyaretçilerine. Yemyeşil bir vadi boyunca akıp giden yolda, Sülüklü Göl’ün mimarı Tavşansuyu Deresinin, cıvıl cıvıl kuş seslerinin, rüzgârın kulaklarda bıraktığı adeta senfonik bir bestenin muhteşem uğultusunun, asırlık kayın, dişbudak, şimşir ve ıhlamur ağaçlarının muhteşem kokularının baş döndürücü eşliğinde yol biter ve 200 metreden yüksek tepelerle çevrili, ormanlarla kaplı bir çanak içinde yeşilin ve mavinin envai çeşit zenginliklerine bürünmüş naif ama muhteşem bir göl birden karşısına çıkar insanın.
Seyrine doyum olmayan bu şahane tabiat harikasını seyretmek bile onca yolun tırmanılmasına değer bir manzaradır, bu manzara. İnsanın bütün yorgunluğunu bir anda alıp gider. Dönüş yolculuğuna çıkmadan önce bir süre dinlendikten sonra çevreyi keşfe çıkmak yapılabilecek en güzel etkinliktir Sülüklü Göl'de. Sonrası artık ziyaretçilerin tercihine kalmış. Eğer yanlarında çadır ya da uyku tulumu getirmişlerse ve mevsimlerden de yazsa geceyi cırcır böceklerinin resitalleri eşliğinde ve pırıl pırıl bir gökyüzünü seyrederek uykuya dalabilirler. İyi geceler.
NOT-1: Sülüklü Göl Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı “Tabiatı Koruma Alanı”dır. Bu nedenle koruma alanı içinde piknik yapmak (ateş yakmak) ve avlanmak yasaktır.
NOT-2: Bilekleri saran rahat bir ayakkabı, rahat bir pantolon ya da eşofman, giymekte (kot pantolon yürüyüş sırasında rahatsız edebilir), şapka, güneş gözlüğü, küçük sırt çantası, yağmurluk, yedek giysiler ve ayakkabı (günlük giysiler olabilir.) bulundurmakta fayda vardır.
DERLEME:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder