2 Mayıs 2012 Çarşamba

ANADOLU KÜLTÜRÜ -> KİBELE



Kibele… Kadim Anadolu tarihinde mitolojik söylencelerde adı en çok bilinen ana tanrıçalarından biridir. Putperest inancın en önemli simgelerindendir. Anadolu’da pek çok uygarlıkta değişik isimlerle yer almıştır. Doğurganlığı ve bereketi temsil etmektedir.


Akdeniz çevresinde, Asya’da ve kuzey ülkelerinde ve birçok kültür ve uygarlıkta Kibele figürünü çağrıştıran ve çeşitli isimlerle anılan bir ana “ana tanrıça” ile karşılaşmak mümkündür. Anadolu’da yapılan kazılarda bir ana tanrıça figürüne rastlanması M.Ö. 6500-7000 yıllarına kadar gitmektedir.



 Kibele figürünün, Hitit ve Hurri kültüründe her ne kadar tartışmalı da olsa “Kubaba” olarak bilinen figüre dayandığı söylenir. En yaygın kullanımı Frig uygarlığında görülmektedir. Frigya mitolojisinde bir ana tanrıça olarak Kibele’ye tabiat ile özdeşleştirilmiş ve vahşi hayvanlarla ilişkilendirilmiş olduğu için dağ zirvelerinde tapınılırdı.





Kibele anıtına Anadolu’da pek çok yerde rastlamak mümkündür. Kibele inancı daha sonraki uygarlıkları da büyük ölçüde etkilemiş bir kültürdür. Frigya dönemindeki tapınma şekilleri özellikle Yunan ve Roma kültüründe görülmektedir. Kibele’nin Antik Yunanda adı Artemisken, Roma mitolojisinde Diana adını almıştır. Bu putperest inanış Yunanlılardan sonra Araplarda da görülmeye başlamıştır. Kibele’nin buradaki adı ise Hubal (Hübel) olmuştur.




Kibele, aynı zamanda antik edebiyatın en ilgi çeken ve sözü edilen simgelerinden birisidir. Özellikle Romalı yazarlar Kibele'den çok sık söz etmişlerdir. Ne ilginçtir ki günümüzde de bu putperest inancın bu tür simgelerine antik değerinden çok daha değişik anlamlar yükleyenler bulunmaktadır.



DERLEME

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder