30 Nisan 2012 Pazartesi

ANADOLU UYGARLIKLARI -> MİTANNİLER


M.Ö. II. bin yıllarında Yukarı Suriye ve Mezopotamya'da hüküm sürmüş bir krallık olan Mitanni krallığı Hurriler tarafından kurulmuş olan devlettir. Hurriler, M.Ö. 2000 yıllarından itibaren, kuzeyde Kafkaslar’dan güneyde Suriye ve Yukarı Mezopotamya’ya, batıda Toroslar’dan, doğuda İran’daki Zagros Dağları’nın ötesindeki Urmiye Gölü’ne kadar uzanan oldukça geniş bir coğrafik alana yerleşmiş bir halktır.  Fakat bu tarihlerde henüz siyasi bir teşekkül oluşturmamışlardır.

Bölgede Hurriler’e ait her hangi bir yazılı tablet ya da sanat eseri bulunmamış olmamasına rağmen Hurri başkentinin bugünkü Urfa civarında olduğu tahmin edilmektedir. Öte yandan Hurriler’e ait her hangi bir bilgiye rastlanılmamış olması Urfa bölgesinde yapılan kazıların Urfa’nın güney ya da güney doğusunda değil de kuzeyinde yapılmış olmasından kaynaklandığı söylenmektedir.

Adlarına ilk olarak Hitit yazıtlarında rastlanmaktadır. M.Ö. 1800 yıllarında başkenti Hattuşaş (Boğazköy) olmak üzere Anadolu’da bir devlet kuran Hititler, Hurrilerle ekonomik güçlerini arttırmak ve daha geniş topraklara sahip olmak amacıyla Kuzey Suriye’ye düzenlemiş oldukları askeri harekâtlar sırasında karşılaşmışlardır. Kargamış ve Halpa’yı (Halep) ele geçirmeye çalışan Hititler Hurriler’in savunma yönünden Hititlere karşı bölge halkını desteklemeleri Hititlerin bu harekâtlarda başarısız olmalarına sebep olmuşlardır.

Bu halkın Hititler karşısında başarılı olmaları ise sahip oldukları atlı arabalara bağlanmaktadır. Çünkü o güne kadar bölge halkı ve Hititler savaşlarda henüz atlı araba kullanmaya başlamamış olduklarından Hurriler’in bu arabalarla süratli bir şekilde yapmış oldukları hücumlar karşısında oldukça şaşırmış oldukları ve bu yüzden başarısız oldukları yazılı tabletlerden anlaşılmaktadır.



 Yaklaşık M.Ö. 1500-1450 yıllarında Hurriler Hititlerin bölgede giderek zayıflamalarından da faydalanarak giderek güçlenip ırkdaşları Subaru aşiretlerini de hâkimiyetleri altına alarak Batıda Akdeniz’e Doğuda Kerkük bölgesine, güneyde ise Ken’an iline kadar yayılmışlar Mitanni Krallığını kurmuşlardır.





Mitanniler tarafından yazılmış bir tablete henüz rastlanmamıştır. Ancak komşu ülkelere ait arşivlerde M.Ö. XV. yüzyıldan itibaren bunların güç ve hırslarını anlatan belgeler bulunmuştur. Kendilerinden Kerkük tabletlerinde kendileri tarafından “Maiteni” şeklinde, Mısır belgelerinde ise “Mitan” ve “Mitanni” adlarıyla bahsedilmektedir. Mitanni ülkesine Mısırlılar ve Suriyeliler “Naharina (İki nehir arası), Asurlular ise “Hanigalbat” adını vermişleridir.

Mitanni Krallığı, bugünkü Ceylanpınar civarında bulunduğu sanılan Vaşşuganni kentini başkent yapmışlar ve M.Ö. XIV. yüzyıl sonlarında, Kargamış, Harran, Urfa, Halep ve Antakya gibi kentleri hâkimiyetleri altına almışlardır. 



Mitanni Krallığı o dönemin dünya siyaseti bakımından çok önemli stratejik bir bölge idi. Mezopotamya’dan Karadeniz’e, Akdeniz’e, Mısır’a ve buralardan yine Mezopotamya’ya giden yollar Mitanniler ülkesinden geçiyordu. Bu coğrafik durum Önasya’da Mitanniler’e büyük bir üstünlük kazandırmıştır. Mitanniler, daha sonra bu avantajı kullanıp, Mısır ve Hitit krallıkları arasında üçüncü bir güç durumuna gelmiş fakat son kralları Şuppiluliuma'nın ölümünden sonra Hititlerin ve bölgede yeni bir devlet olarak ortaya çıkan Asurların yoğun saldırılarıyla karşılaşarak M.Ö. XII. Yüzyılda yıkılarak tarih sahnesinden çekilmişlerdir.





 MİTANNİLER'DE TOPLUMSAL YAPI VE SANAT

Mitanni Krallığı feodal bir yapıya sahipti. Devletin başında “Şar Mitanni” veya “Şar Hanigalbat” unvanını taşıyan bir kral bulunurdu. Bu krala bağlı olarak ülkenin savunmasıyla görevlendirilmiş birtakım küçük krallar ve beyler vardı. Halk tımarlara sahip bulunan ve askeri veya mülki birtakım yükümleri olan “Mariannular” veya soylular, “Hanigalbatlı” denen hür insanlar ve toprağa bağlı, askerlik ve vergi yükümü altındaki köylüler olmak üzere üç sınıfa ayrılıyordu.

Mitanniler’de Aile, ataerkil temellere dayanır, evlenmeler ise bütün Ön Asya'da olduğu gibi hukuki bir akit olarak kabul edilirdi. Medeni, hukuk, şahsi mülkiyet üzerine kuruluydu. Bununla birlikte arazi ve emlâkin satılması birtakım şartlara ve kayıtlara bağlıydı. Özellikle soyluların elindeki tımarlar satılamaz, ancak veraset yoluyla geçebilirdi.



Mitanni sanatında Mezopotamya, Mısır ve Ege sanatlarına ait unsurlar hâkimdir. Yuvarlak mühürler ve seramikler dışında, bu sanat oldukça kaba ve bütünlükten yoksundur. Taş üzerine yapılmış oymaların kendine özgü motifleri, hurma dallı kutsal ağaç, kanatlı güneş, akbaba, saç örgüsü, gül ve yıldız biçiminde süsleri vardır. Bu motifler, sonradan Asurlular tarafından da benimsendi.



DERLEME

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder